Yönetmen: George Miller
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki izlediğiniz ya da izleyeceğiniz filmlerin arasına birinci sıradan girecek bir kaliteye sahiptir kendileri. 3D oluşundan, oyuncu seçimine, oyuncu seçiminden kurguya, kurgudan görsel efektlere kadar her şey mükemmeldi! Çılgın Max'imizin(Tom Hardy) hikayesi aslında 1979 yılında sinemanın dehası George Miller'la başlamıştır. 2015 yılına ise bomba etkisi yapan bir tekrar filmi ile geri döndü.
Aradan geçen onca zamana meydan okuyan bir hikayesi var.
Öyle ki her şeyin bittiği, geriye çölden başka bir şeyin kalmadığı bir dünya düşünün. İlk önce petrol savaşları sonrasında ise su savaşları ile yönetici sınıf, hastalıklı bir yeni düzen kurmuşlardır. Bu düzende hayatta kalmak ile ölmek arasında pekte bir fark göremedim ben. Savaşın çocukları adı verilen çok küçük yaştan savaş için eğitilip liderlerine sonuna kadar bağlanmak için beyni yıkanan bir grup var. Muhafız gibi düşünün. İnsanlar hastalık içinde, su için birbirlerini hırpalıyorlar. Su için bizim devrimizin petrolü diyebiliriz.
Max hikayemize tam da bu sırada dahil olup savaş dünyasında tutsak duruma düşer. Bu esnada savaşın hastalıklı dünyasında sağlıklı çocuklar için birden çok eşi olan liderin eşleri, liderden kaçar. Charlize Theron bu görevi üstlenir ve tüm halatlar kopup aksiyonun içine bodoslama düşüveririz.
Öyle sahneler var ki koltukta sıçramanıza neden oluyor. 3D'nin hakkını sonuna kadar veriyor sizlere. Gerilimin hiç düşmediği aksiyonun 120 dakikanın 120 dakikasında da arttığı nadir bir film Mad Max. Hiç düşünmeden izleyin derim.
Fragman:
0 Yorumlar