Advertisement

MODA VE KOPYACILIK ÜZERİNE - BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ #DERTLEŞME #BENCE

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ #DERTLEŞME 

Yazın modası kışın modası haftanın modası utanmasalar günün modasını ortaya atacaklar. O kadar fazla trend o kadar fazla ürün satışı. Uzun çizmeler, taşlı işlemeli botlar, yırtık kotlar, varlığı ile yokluğu bir olan etekler... Her sene yeni trend diye öne sürülen bir çok öge, önceki senelerin bir değiştirilmiş modelleri. Belki taş belki dantel eklenmiş halleri.
Tabi yanlarına da artı 0 eklendiğini unutmamamız gerek.
Geçen aylarda Türkiye de entari olarak giyilen bir kumaş alınıp bir modele giydirilmiş üzerine etiket olarakta 1400 lira damgalanıvermişti. O benim anneannemin üstünde olsa kıymetsiz bir ünlünün üstünde olunca milyarlık bir eşyaya dönüşebildi. 
Aslına bakarsanız üzerine giydiğiniz değil, kimin üzerine giydiği önemli. Sen ben giydiğimizde sıradan, trend dışı durur ama bir moda ikonu giydiğinde tüm vitrinlerde aranır hale gelir. Bunun için suçlanması gereken birisi var mı? Bence yok. 
Çünkü adı üstünde moda bu. 
Eğer hoşuna gitti diye alıyorsan ne ala ama yok bu parçayı o giymiş, bu giymiş bende giymeliyim diyorsan vay haline. Çünkü o tarz parçaların sonu gelmez. Giyen giyene... 
Moda dediğimiz şu şey neden sadece rahatlık çevresinde şekillenmiyor? Neden birbirinin bu denli kopyası olması gerekiyor? Bir markada çıkanın müdavilleriymiş gibi diğer markalar tarafından kopyalanıyor? Moda taklit edenin kazandığı bir sektörden neden daha ilerisine gidemiyor?
Çok büyük markalarmış
Çok güçlü bir geçmişleri varmış
Çıkardıkları her ürün milyarlar değerindeymiş
Tüm trendleri onlar yönetirmiş
Nasılda masal gibi geliyor kulağa. Bir varmış bir yokmuş cebinde milyarları olanlar giyinir, bir kaç kuruşa muhtaç olanlarsa onları giydirirmiş. 
Ucuz giyim neden mümkün değil? Ucuzluk neden bayağılık ya da kalitesizlik ile eş sayılır hale gelir? Maalesef benim gördüğüm bir çok alanda hala insanlar pahalı olanın en kaliteli olacağı düşüncesinde. İlla o olsun istiyorlar, illa o marka çanta, bu marka allık, şu marka mont olmalı düşüncesindeler. Çünkü onların delicesine takip ettikleri fenomenlerde var bunlar. Onlar beğeniyor izleyicisi de hemencecik sahipleniyor.
Hadi suçu boşuna fenomenlerde aramayayım. En basitinden Apple çılğınlığından bahsetmek lazım. Cebinde yeteri kadar parası olmadığı halde taksit yapan, hatta ihtiyaç kredisi çeken Apple tutkunları var. Iphone X yanlış hatırlamıyorsam 7 bin TL civarında imiş. Yahu telefon bu sadece bir telefon. 7 bin neresine veriyorsun güzel kardeşim? Dur ben söyleyeyim üzerin tüm marifet üzerindeki ısırılmış elmada. O orada olsun da isterse cebinde beş kuruş olmasın. Onun havası yeter.
Sorun tam da burada insanlar ürünün işlevine değil ürünün markasına parayı basıyor, alternatif diğer ürünler bu yüzden pek bir değersizleşiyor. Lakin bunu görgüsüzlük olarak algılamayacağımız kadar derin bir psikolojik durum.
Çağımızın vebası.İnsanlar o markaların çıkardığı ürünlere sahip olmayı isterken o ürünlerin hissettireceği duygulara da sahip olmayı arzuluyor. Marka bir saatin verdiği sahip olma duygusu zenginlik hissi patron gibi düşündürme gücü var. Bunu ben demiyorum her gün izlediğiniz reklamlar diyor. En basit dondurma reklamında Belli bir markanın dondurmasını yerseniz dünyanın en arzulanan kadını oluyor, başka sıradan bir markada ise sıradan bir çocuk oluyorsunuz. Reklamları ne kadar kişiselleştirip, insan duyguları üzerine oynuyorsa markalar o denli kazık rakamlardan satış yapıyorlar. PR her şey. Ve çok kısa zamanda daha da fazlası olacak.
Kısacası bir ürünü gerçekten beğendiğiniz için almayı tercih edin. Markası, ünlüsü, onu takarsam şöyle olurum hissini olabildiğince işe karıştırmayın. Çünkü günümüz dünyasında alışveriş sonrası sadece  1 kez giyilip sonra dolaplarda unutulmuş milyon tane kıyafet vb. ürün var. Onları üst üste dizseniz buradan aya yol olur o denli!
Siz siz olun. Bir tarzınız olsun. Moda kurbanı değil, tarzınızın insanı olun. Sokaklarda Dalton kardeşler gibi gezmenizin neresi güzel? Bir çıkıyorum sokağa herkeste UGG, bir bakıyorum herkese balıkçı amca çizmesi, bir bakıyorum uzaydan kopup gelmiş astronot montları. Yapmayın yahu bu kadar verilen hapları neymiş bu zararı dokunurmuymuş diyin? Kendinizi markalar elinde oyuncak yapmayın. Gerçekten beğendiğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz şeylerle mutlusunuz mutluyuz. Onlar yeter bize.
 Neyse benden şimdilik bu kadar. Umarım açıklayıcı olmuşumdur. Bir daha ki dertleşmemiz de görüşmek üzere!

Yorum Gönder

0 Yorumlar