Merhaba arkadaşlar bugünün konu
başlığı Cehennem!
Dan Brown’un yazın okumuş olduğum harika ötesi kitabından bahsediyorum. Harika çünkü
Melekler ve Şeytanlar üçlemesi sonunda tamamlandı. Şimdi Cehennem’in konusuna
kısaca değinmek istiyorum. Diğer kitapları okuyanlar ya da Dan Brown’un
kitaplarından çevrilen filmlerini izleyenler bilir Simge Bilim Profesörü olan
Robert Langdon kendisini sürekli olarak büyük serüvenlerin ve yapbozların
içinde bulur. Bu kez tüm dünyayı ilgilendiren bir olayın tam ortasında birkaç
günlük hafızasını yitirmiş halde uyanıyor ve peşinde onun ölmesini isteyen
adamlarda yanında hediye olarak geliyorlar.
Robert Langdon İtalya’nın güzel
ve tarihi sokaklarında kovalamaca dolu bir serüvene başlasa da sonu bütün
dünyayı ilgilendiren bir suikast saldırısına uğrayıveriyor. Bilin bakılım bu
suikast nerede gerçekleşecek? İSTANBUL! Evet evet yanlış okumadınız. Manyak bir
bilim adamı dünyanın sonu gelmeden dünya ve gelecek için bir şeyler yapmalıyız
diyor. Demekle kalmıyor kendisine kendi gibi düşünen bir tarikat kuruveriyor.
Bu tarikat öyle sokaktaki şarapçı kilise de ki papaz falan değil. Baya baya
dünyanın önde gelen bilim ve ekonomi insanlarından oluşuyor. Her neyse Robert
kendini bu hengamenin içinde bu adamın yaptığı suikastı çözmekle
görevlendirilmiş halde buluyor.
Yanında güzel ve zeki zeki demek
az kalır üstün zeka bir bilim kadınıyla ta İstanbul’a kadar uzanan sır
perdesini aralayıveriyorlar. Arkalarında polis FBI çeşitli paralı askerler
falan var. Buna rağmen Robert olayı ölmeden nasıl çözdü vallahi anlamış
değilim. Lakin kitapta ustaca kurgulanmış bir labirent vardı. Canımı sıkan
şeyse sonunu tahmin etmem oldu. O suikast silahının ne olduğunu daha kitabın
bitmesine 150 sayfa varken çözünce insan ister istemez sıkılıyor. Ama buna
rağmen hem yazdığı şiirler oradan buradan gelip tek noktada bileşen asırlık
efsaneler hem de gerçekten zeki olduğunu hissettiğiniz karakterler bir araya
gelince kitap zaten kendini okutturuyor. Çünkü düşünmenizi ve boş yaşamamanız
gerektiğini hissettiriyor size. Bizim bilmediğimiz neler olup bittiğinden
habersiz olduğumuz bir dünya olduğunu sezdiriyor. Ve o dünyanın bir parçası
olmamız gerekiyorsa düşünmelisin diyor Dan Brown. Düşünmeli ve neleri göz ardı
ettiğini, hangi tehditleri hiç fark edemeden yanından geçip gittiğini fark
etmelisin diyor!
Uzun lafın kısası okuyun. Ama
öyle boşa değil. Dolu dolu düşünerek okuyun. Sorgulayın. Sorgulamaktan ve
farklı düşünmekten korkmayın!
Hepinize iyi günler dostlar.
Umarım yazımdan keyif almışsınızdır. Hemen altta Inferno filmi hakkındaki
düşüncelerimi okuyabilirsiniz!
0 Yorumlar