AİLE ARASINDA - FİLM YORUMUM
Filmi dün Cinemaximum sinemalarında izledim. Bu sebeple küçük bir serzenişim olacak. BİR BİLET NASIL 20 TL OLUR? İNSAF!
Tamam.
Serzenişimi yaptığıma göre filme geçebiliriz.
Gülse Birsel Türk dizi tarihin kültlerinden olan Avrupa Yakası'nın senaristiydi. Onlarca yazdığı karakterler arasında en sıyrık ve en komik olanı Burhan Altıntop'tur. Hala Engin Günaydın'ı Burhan olarak bilirim. Bu denli benzeri olmayan karakterlerin yazarı hep Gülse Hanım oldu.
Bu kez bir sinema filmi senaryosuyla karşımızda. Küçük bir rol de kendisi oynamış.
Aile arasında fragmanını ilk izlediğimde, komik bir şeye benziyor elbet diyorsunuz ama artık alıştık. Fragmana tüm komik sahneleri koyup geri kalanında uyuklatan filmlere.
Ama bu film hem fragramnın üstüne çok rahat bir biçimde çıktı. Gülmekten kırıldığım bir filmdi. Sinema salonunu kahkahalar film boyunca devam etti. 2 saatin 2'sinde de gözümüzden yaş getirdi. Hatta bazı sahneler de şarkılar söylenmekte ilk defa bir sinema salonunda tamamıyla filmin içine girmemiştim. Gözüm o sahnede dalmamıştı. Açıklı bir yanı var o kahkaha içinde.
Zor hayatlar, zor meslekler, kadının toplumdaki yeri, trans bireylere yaklaşım...
Bir çok konu iç içe, bir çok bakış açısı yan yanaydı. Gülse Hanım zaten zıt karakterleri tek bir sahneye toplamayı seviyordu. Bunu filmde de yapmış olması pek şaşırtmadı. Ama filmde bir nokta beni çok rahatsız etmişti. Şimdi bir trans bireyimiz bulunmakta, şarkıcılık yapmaktadır. Bu arkadaşımıza nazikçe Trans Birey denilmekte mantıklı olan da bu zaten.
Demet Evgar'ın canlandırdığı karakter de vokallik yapıyor ve bar ya da gazino gibi ortamlarda çalışıyor. Ve yumuşak bir karnı var. Hafif kadın olarak lanse edilmek istemiyor, hiç bir kadının istemeyeceği gibi. Özellikle ve sürekli olarak sen beni ne sandın sen beni or**spumı sandın şeklinde sinirlenmekteydi. Oysa o şekilde seslendiği kadınların kaçı bu işi bile isteye yapıyor? Kaç tanesi buna mecbur bırakılıyor? Yani Trans birey diyilebilen bir filmde o kişilere de s*ks işçisi demek çok zor olmasa gerek. Biliyorum senaryonun bununla bir alakası yok. Komiklik üzerinde şekillenmeli ama o kısım biraz üzücüydü. Emimin Gülse Birsel o yönden yani küçük düşürücü göstereyim çabasında değildir sadece o sahneler fazlaydı o yüzden rahatsız hissettim.
Sonuçta Gülse Birsel toplumsal standartları umursamayan, karakterlerinin uçuk olduğu ve herkesin her şey olabileceği senaryolar yazıyor. Kaliteli işlerde ortaya çıkarıyor.
Filmin en sevdiğim kısmı ise oyuncular arası mükemmel uyum!
Her biri bir diğerinden komik ve dobra! Hikayenin içinde hem umut, hem ikinci bahar arzusu, hem dram, hem gözyaşı var. Yani var da var.
Baş rol Fikret işini batırınca yeteri kadar zor durumdayken bir de karısından yiyor darbeyi. Boşanmak istemese de evden kolunca pek bir şey yapamıyor Fiko. Kendisine avukat bulması gerektiği söyleniyor o da söyleneni yapıyor. İş bu ya avukat diye yanına gelen kadın ise artık hayatına yeni bir şekil vermek isteyen aile kurmak isteyen biri çıkıyor. Ona evini kiralıyor ve olaylar bambaşka bir hal alıyor.
İki tarafından 21 yıldır kurmayı arzuladıkları aile isteği bu olaylar çevresinde şekilleniyor.
Eğlendiriyor ama düşündürüyor da.
Her evli çift gerçekten aile olabilmiş midir?
Sadece bir deftere imza atmalak, bir yastığa baş koymakla aile olunmaz diyor Gülse Birsel. Hayal ortaklığı, dostluk, anlayış, ilgi alaka, bakmaktan öte görmekle alakalı diyor bizlere. En hoşuma giden sahneler de tam da bu konuyla alakalıydı.
Topluluk baskısından endişelenerek yapılan evlilikler ya da birliktelikler ne kadar güzel sonuçlar doğurabilir ki? Zorla güzellik olmaz demiş atalarımız. Güzellik bir noktada zorluğun içerisinde de zorla yapmanın değil, tüm zorluklara rağmen aramak ve çabalamanın içerisindedir. Bu bizlere bir de ekrandan gösterdiği teşekkür etmemiz lazım Gülse Hanım'a. İlk film için oldukça eğlenceli ve küfürsüz güldürmenin mümkün olduğunu gösteren bir filmdi AİLE ARASINDA. Eline ve aklına sağlık güzel insan.
Aşağıdan fragmanı izleyebilirsiniz ve bana kalırsa en kısa sürede gidip izlemelisiniz!
0 Yorumlar