Yeats der ki: Sorumluluklar rüyalarda başlar.
Gerçekten öyle midir?
Bağdatlı fakir bir çobanın hikayesini anlatmak isterim size.
Kimisi bir Yahudi hikayesi kimileri ise Mesnevi’den bir alıntı olduğunu söyler. Çoban rüyasında bir liman görür, limanda bir sandık hazine kendisini beklemektedir. Rüya o kadar çok tekrar eder ki çoban bunun bir işaret olduğunu düşünür ve daha fazla bu çekime karşı koyamayıp gerçekte var olan o limana doğru yola koyulur. Uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından rüyasında gördüğü o yere varır. Ama etraf kalabalıktır.
Dikkat çekmeden burayı kazması ve hazine kutusuna ulaşması çok zordur. Düşündüğü gibi de olur bir bekçi gelip onu suç üstü yakalar bir Bedevi nasıl olur da burayı kazmaya kalkışır? Çobanın doğruyu söylemekten başka bir şansı yoktur.
Çobanın hikayesini dinleyen bekçi onu aşağılayan bir gülümseme takınır. Yaptığının deli işi olduğunu söyler ve “bende yıllardır … köyünde yeşil kapılı bir ev görürüm. Bahçesinde sadece bir inci ağacı vardır ve onun altını kazıp dururum bir kutu hazine için. Ama beni hiçbir rüya buradan kaldırıp oralara götüremez, o yüzden tutuklanmak istemiyor sende yerine dönmelisin” diye ekler.
Çoban bekçiye bakakalmıştır. Çünkü bahsettiği o yeşil kapılı ev kendisine aittir. Gerisin geri köyüne döner. Bahçesine varıp incir ağacının altını kazana dek şüphe içerisindedir. Ama birkaç günlük kazı ardında kendisine görünün bir sandık dolusu hazine işte oradadır.
Aradan geçen 800 yıla rağmen biz insanlar hala aynı arayışı devam ettiriyoruz.
Kendimizde saklı olan hazineyi bulmak yerine gözümüzü sürekli dışarıya dikiyoruz. Oysa önce kendimizden uzaklaşmalı ve neye sahip olduğumuzu, hazinenin nerede saklı olduğunu ancak o yoldayken anlarız. Seni ya da beni o yola çıkaran hayallerimiz, rüyalarımız.
Çünkü hedef hazine değil aslında, çıkılan yolun ta kendisidir.
Simyacı’yI henüz okumamış iseniz kendinizi şanslı bilip kitaba bir bakmanızı tavsiye ederim. Kendi kalemi ile bu hikayeyi yeniden ele almış ve dünyanın çok satanları arasına girmiştir.
Hayal etmenin sonuca varmak olmadığını sadece bir fuara giriş bileti olduğunu bilmeniz dileğiyle…
Unutmayın ki bilet size sadece bir giriş hakkı tanır. Fuardan alacağınız fayda sadece sizin azminize ve hayallerinizin büyüklüğüne kalmıştır.
Bir sonraki hikayede görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın.
English version
Responsibility begins in dreams!
Yeats says: Responsibility begins in dreams.
And is it really?
I'd like to tell you the story of a poor shepherd in Baghdad.
Some say it's a Jewish story, others say it's a quote from Mesnevi. The shepherd dreams of a harbor, a chest of treasures waiting for him in the harbor. The dream repeats so many times that the shepherd dreamed it was a sign. He can't resist this shoot any more, and he's on his way to that port that actually exists. After a long and hard journey, he arrives at the place he dreamed of. But there's a lot of people around.
It's hard to dig here without attracting attention and reach the treasure box. And as he thinks, how could a guard come and catch him red-handed and try to dig up a Bedouin? The shepherd has no choice but to tell the truth.
The keeper who listens to the shepherd's story puts on a smile that insults him. He says that what he does is crazy, and he says, "I've seen a house with a green door in his village for years. There's only one pearl tree in his garden, and I keep digging under it for a box of treasure. But no dream can get me out of here and get me there, so he doesn't want to be arrested, so you have to go back to his place."
The shepherd must have looked after the watchman. Because that green-door house he's talking about belongs to him. Back to the village. He's in doubt until he gets to his garden and digs under the fig tree. But after a few days of digging, a chest of treasures will be there.
After 800 years of searching, we humans are still searching for the same thing.
Instead of finding the treasure that's hidden in us, we keep our eyes out. But first, we have to get away from ourselves and know what we have, where the treasure is hidden, but only on that road. Our dreams, our dreams, that set you or me on that path.
Because the target isn't treasure, it's the way it is.
0 Yorumlar